r Sinema tarihinin en rahatsız edici 10 filmi | beyazperde tv

16 Aralık 2015 Çarşamba

Sinema tarihinin en rahatsız edici 10 filmi

Share & Comment


Ne tarz olursa olsun, bazı filmler insanları rahatsız etmekte çok başarılı. İşte sinema tarihinin en rahatsız edici 10 filmini sizler için bir araya getirdik.

Irreversible – Dönüş Yok (2002)
Rahatsız edici filmleri ile adı anılan yönetmen Gaspar Noe’dan rahatsız edici bir film. Film henüz çekim aşamasındayken aldığı eleştirilerle izleyicileri sarsmayı başarmıştı. Film, şiddetin her zaman “aynı” olmadığını terse akan bir kurguyla anlatıyordu. Eleştirilerin odağındaki iki sahneden izleyiciyi şok eden ilki, ikinci ve epey ağır sahne ile nedenselliğe kavuşuyor ve izleyiciyi şiddeti uygulayanın yerine koymayı hedefliyordu. Başarılı oluyordu da.
The Human Centipede (2009)
Hastalıklı bir bilim adamı. Korkunç deneyler yapmaya saplantılı. Esas saplantısı ise, insanların sindirim sistemlerini birbirine bağlayarak bir “cetipede” (kırkayak) oluşturmak. Tom Six’in yönettiği, insanı gerim gerim germekle kalmayıp midesini bulandıran filmde, kaçırılan üç kişinin operasyonla sindirim sistemleri birbirine ekleniyor. Sindirim sistemlerini bağlama yöntemi de tartışmalı. Öndeki kişinin anüsünü bir arkadakinin ağzına ekleyen “bilim adamı”nın deneyini izlemek istiyorsanız, en az bir gün yemek yeme fikrinizi rafa kaldırmanızı öneriyoruz.
Srpski Film – A Serbian Film (2010)
İzlemeden önce ekşisözlük’te hakkında yazılanları okuyarak küfür dağarcığınızı arttırabileceğiniz bir yapım, “Bir Sırp Filmi”. Eski bir yetişkin yıldızının, mesleğine geri dönmesi ekseninde ilerlese de, “newborn film” gibi kavramların yanı sıra, cinselliğin en “aşağı” ve “şiddetli” taraflarını izleyicinin zihnine sokuyor. “Çekilmesine teşebbüs edilmesi ve hatta izlenmesi bile suç sayılmalı” denilerek eleştirilen filmi izlemenin hem psikolojik olarak hem de cinsel hayatınızı derinden yaralayabilecek sahneler içerdiğini de hatırlatalım.
Cannibal Holocaust (1980)
Filmin belgesel formatında çekilmiş olması, gerçekçiliğin aşırı sunumu ile akıllarda kalan bir vahşet flmi Cannibal Holocaust. Blair Cadısı ile aşina olduğumuz, “sahte-belgesel” formatının öncüsü olması nedeniyle uzun yıllar filmin gerçek olduğu iddiası dilden dile dolaştı. Hatta, yönetmen Ruggero Deodato, oyuncuların gerçekten kazıklara saplanmadığını mahkemede kanıtlamak zorunda bile kaldı. Aradan geçen 34 yıla rağmen, hala izleyenlere derinden rahatsızlık veren filmin yapımında insanlara değilse bile hayvanlara zarar verildiği ise biliniyor.
Nekromantik (1987)
Filmin adı, içeriğini açıklıyor zaten. Nekrofili (ölü seviciliği) ile romatizm kavramlarını harmanlayarak beyaz perdeye taşıyan yönetmen Jörg Buttgereit’in filmi de, en az listemizdeki diğer filmler kadar rahatsız edici. İnsanların korkunç şekilde hayatını kaybettiği kazalarda, kaza mahallini temizleyen (yani kopmuş beden parçalarını toplayan) bir firmada çalışan genç bir adam ve sevgilisinin hikayesi. Genç adam, kaza bölgesindeki insan parçalarını toplar ve kız arkadaşı ile ceset parçaları ile beraber fanteziler yaşarlar. Filmin rahatsız ediciliğini sahneler kadar, filmde sahnelerin gerçekten romantize edilerek (örneğin müziklerin “aşk” sahnelerine yakışırlığı ile) sunulması.
Henry: Portrait of a Serial Killer (1986)
Her ne kadar Lee Lucas adlı bir seri katilin gerçek yaşamına dayandığı söylense de, gerçekte Lucas’ın yaşamından “esinlenmiş” bir film. John McNaughton tarafından yönetilen filmde, geleneksel seri katil filmleri ile bariz farklar vardır. Filmde ne bir polis, ne de katili kovalayan ajanlar vardır. Onun yerine, film boyunca seri katilin hastalıklı zihninde hapsolur izleyici. Emin olun, orada hapsolmak istemezsiniz! Film ilerledikçe, bu hastalıklı zihinden ne arkadaşların ne sevdiklerinin kurtulamadığı da görülür.
Aftermath (1994)
Nacho Cerdà’nın bu filmin diyagloglarını yazarken hiç zorlanmadığını söylemek mümkün. 30 dakikalık kısa filmde, hiç diyalog olmaması bunda etken olabilir. Ne var ki, 30 dakikada bir ömürden fazlasına yetecek vahşete tanıklık etmenin mümkün olduğunun kanıtı Aftermath. Bir morg görevlisinin, bir kadın cesetine yaptığı işkenceyi (“Ölmüş birine işkence yapılabilir mi?” diye soruyorsanız, evet yapılabiliyormuş!) ve bu cesetle nekrofil ilişkide bulunmasını izlemek istiyorsanız (neden böyle bir şey istediğinizi uzmanlara danışmakta fayda var) bu film size göre.
Funny Games – Ölümcül Oyunlar (1997)
Michael Haneke’nin sinemaya kazandırdığı Funny Games, daha sonra pek çok benzer yapımın ortaya çıkmasına da neden oldu. Ülkemizde çekilen “Barda” filmi de, benzer bir temanın vasat bir anlatımı olarak görülebilir. Üstelik, Funny Games geçtiğimiz yıllarda yeniden de çekildi. Mutlu ve sıradan bir ailenin, nedensiz şiddete maruz kalmasını bir film boyu izlemek istiyorsanız, sürekli kendinize “neden” diyerek izleyeceğiniz bir film Funny Games
Pink Flamingos (1972)
John Waters’ın yönettiği filmi ve unsurlarını tanımlamak çok güç. Bu filmi rahatsız edici kılan, işkence ve vahşet sahneleri değil. Ardı ardına ve kesintisiz bir biçimde iğrenç sahneleri izleyiciye bombardıman halinde sunan filmde neler yok ki? Ensest ilişkiler, bol miktarda anüs… Filmin meşhur olmasını sağlayan sahne ise Divine’ın köpek pisliği yediği sahne. Divine, “gerçekçi olması için gerçek pislik yedim” diyerek filmdeki sahneden birkaç kat daha fazla etkilenmemize neden oluyor.
Salò o le 120 giornate di Sodoma (1975)
Elbette, sinema tarihinin en kışkırtıcı filmlerinden biri listemizde de en üst sıraya yerleşti. 1944 yılında faşist Nazi Almanya’sının kukla hükümetinin 4 güçlü adamının kendilerine işkence kalesi kurmasının hikayesi Salò. 9 genç kadın ve 9 genç adamın 120 gün süren işkencelere maruz kalmalarını beyaz perdeye taşıyor Pier Paolo Pasolini. Kafa derilerinin soyulması, dilin kesilmesi, gözlerin çıkarılması ve elbette tecavüzler… Sinema tarihine sadece en rahatsız edici filmlerden biri olarak değil, en çarpıcı faşizm eleştirilerinden biri olarak da geçiyor Sodom’un 120 Günü..
Tags: ,

Written by

We are Creative Blogger Theme Wavers which provides user friendly, effective and easy to use themes. Each support has free and providing HD support screen casting.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

ÇOK OKUNANLAR

SON YAYINLAR

Why to Choose RedHood?

Copyright © beyazperde tv | Designed by Templateism.com