r 2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri | beyazperde tv

3 Aralık 2015 Perşembe

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Share & Comment
Sessiz sinemanın eşsiz örneklerini geniş kitlelere tanıtan Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri’nin ikincisi, 3-6 Aralık 2015’te gerçekleşiyor. Kino İstanbul tarafından organize edilen, İstanbul Modern, Pera Müzesi ve Fransız Kültür Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen festival, sinemanın öncü örneklerini canlı müzik eşliğinde bir araya getiriyor. Yerli ve yabancı akademisyenler, araştırmacılar, küratörler tarafından her filme özel sunumların yapılacağı gösterimler, sinemaseverleri bekliyor.
İtalya’nın ünlü sinemateği Cineteca di Bologna ve Hollanda’nın saygın sinema müzesi Eye Filmmuseum‘un kurumsal ortağı olduğu festivalin bu yılki teması,‘Modern Kadının Doğuşu’ olarak belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkısıyla gerçekleşen festivalde, büyük kısmı ilk kez seyirci karşısına çıkacak Osmanlı dönemi görüntülerinden Diva filmlerine, Chaplin ve Keaton klasiklerinden Alman dışavurumculuğuna, kadın yönetmenlerin filmlerinden ‘renkli sessizler’e kadar birçok bölüm yer alıyor. Festival bu yıl ayrıca, dünyanın ilk film şirketi Gaumont’un 120. yıldönümünü ve Buster Keaton’un doğumunun 120. yılını, özel gösterimlerle gündeme getiriyor.

Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri, sinemanın erken dönemine adanmış, kurgu ve belgeseli bir araya getiren, canlı müzik eşliğinde filmlerin seyirciyle buluştuğu görsel ve işitsel bir şölen. Festival, dünya çapında film restorasyonu ve korunması konusunda sürdürülen çalışmaların bir ayağını oluşturması anlamında önem taşımakta. Sinemanın doğduğu 1895 yılından sesin filmlere teknik olarak işlenebildiği 1926 yılına kadar olan dönemden filmler, Türkiye’deki sanatseverlerin beğenisine hitap edecek şekilde seçiliyor. Neredeyse yüz yıl öncesinin kültürel, toplumsal, siyasi ve sanatsal gündemine ışık tutan festival, seyircisine tarihe tanıklık etme şansını sunuyor. 2014 yılında ilki gerçekleşen festivalin, otuz yıla yakındır İtalya’nın Bologna kentinde düzenlenen sessiz ve restore edilmiş filmler festivali Cinema Ritrovato ile kurumsal ortaklığı bulunuyor.

2013 yılında iki sessiz sinema tutkunu tarafından kurulan Kino İstanbul olarak ilk etkinliğimiz Sessiz Sinema Günleri’ni 2014 yılının Ekim ayında gerçekleştirdik. Sessiz filmi nostalji yapmak için değil, bu filmlerde gördüğü avangard sanatsal öğelerden güç almak, dönemin sosyolojik, antropolojik ve elbette sinemasal yapısına dair ipuçları bulmak adına seviyor ve takip ediyoruz. Canlı müzikle sessiz filmin tek sefere mahsus birlikteliklerini keşfetmek, diğer sessiz film festivallerinden farklı olarak klasik müziğin yanı sıra deneysel müziğe de yer vermek, denenmemiş olanları denemek istiyoruz. Film restorasyonu ve arşivcilik meselelerini daha iyi anlamayı, geliştirmeyi ve yaşadığımız coğrafyada da bu meselelerin daha çok gündemde olmasını hedefliyoruz.

Dünyanın dört bir yanındaki farklı arşivlerden gelen ve restore edilmiş sessiz filmler, sıcağı sıcağına beyaz perdeye yansıyor. Çok farklı tarzlardan ve ülkelerden gelen müzisyenler filmlere canlı olarak eşlik ederken o ana adanmış tek seferlik performanslar gerçekleştiriyor. Festival böylece görsel ve işitsel bir karnavala dönüşüyor.


Varyete / Varieté

Yönetmen / Director EWALD ANDRÉ DUPONT
Oyuncu / Cast: Emil Jannings Lya de Putti, Maly Delschaft, Warwick Ward
ALMANYA / GERMANY Siyah-Beyaz / Black & White 1925 – 95’ – Blueray
Restorasyon / Restoration Friedrich Wilhelm Murnau Foundation
Müzisyen / Musician Stephen Horne & Frank Bockius

Huller sıradan bir karnavalda çığırtkandır, hayatından sıkılmıştır ve trapez sanatçılığına geri dönmeye heveslidir. Sonra Bertha-Marie gelir, o ise bir mültecidir ve görünüşte ürkek ve alçak gönüllü gibi görünsede gerçek hayatta istediğini elde edebilmek için dış görünüşünü ve bedenini nasıl kullanması gerektiğini gayet iyi bilir. Huller kendini kaptırır, ailesini terk eder, ünlü akrobat Artinelli’nin yüksek sınıfa yönelik sirk gösterisine katılırlar.
Huller was a barker at a tawdry carnival, bored with his life and itching to go back to being a trapeze artist. Then Bertha-Marie arrives, a refugee, seemingly timid and modest but in reality fully aware of how to use her looks and body to get what she wants. Huller falls, he leaves his family, and they end up joining famed acrobat Artinelli in his high-class circus act.
. Gezici Festival işbirliğiyle / In collaboration with Festival On Wheels
Introduction by Jay Weissberg’in sunumuyla


Bir Pazar Günü / Menschen Am Sonntag / People On Sunday

Yönetmen / Director CURT & ROBERT SIODMAK
Oyuncu / Cast: Erwin Splettstosser Brigitte Borchert, Wolfgang von Waltershousen Christl Ehlecs, Annie Schreyer
ALMANYA / GERMANY Siyah-Beyaz / Black & White 1930 – 73’ – DCP
Restorasyon / Restoration Eye Filmmuseum
Müzisyen / Musician: Gökçe Akçelik, Barkın Engin, Burak Tamer, Selçuk Artut
Profesyonel oyunculardan faydalanmadığını daha ilk cümlesinde vurgulayan Bir Pazar Günü beş genç Berlinli’yi odağına alıyor. Film boyunca bu karakterlerin pazar günlerini nasıl geçirdiklerini takip ediyoruz. Güneşlenerek, biraz yüzüp eğlenerek, biraz kırlarda uzanıp tembellik ederek, piknik yaparak, plak dinleyerek. Ertesi günü ise herkesin işe geri dönüşünü, açılış sahnelerinin tersine, işçilerin fabrikaya girişini izliyoruz.
The film stresses the fact that it is shot with non-professional actors and focuses on five young Berliners on a Sunday. We follow them on their day off – sunbathing, swimming, picknicking and listening to music. Next day we witness activities in contrast to those of the opening scenes as everybody goes back to work.
Introduction by Jonathan Rosenbaum’un sunumuyla


Charlie Chaplin Keystone’da / Charlie Chaplin At Keystone

Yönetmen / Director
CHARLIE CHAPLIN
Oyuncu / Cast: Charlie Chaplin
Mabel Normand, Marie Dressler
ABD / USA
Siyah-Beyaz / Black & White
1914 – 1915 – DVD
Restorasyon / Restoration
Cineteca di Bologna
Müzisyenler / Musicians
• Uninvited Jazz Band
• Flower Room
Bu yılki programımızda Charlie Chaplin’i ele alırken ‘’Modern Kadının Doğuşu’’ temasını da göz önünde bulundurarak Chaplin’in Mabel Normand’la birlikte çalıştığı filmleri ön plana çıkarmak istedik.
This year, in conjunction with the main theme of the festival, ‘Birth of the Modern Woman’, the Charlie Chaplin’s program features the movies in which Chaplin collaborated with Mabel Normand.
1. Gösterim
Mabel’in Tuhaf Açmazı / Mabel’s Strange Predicament
Mabel’in Yoğun Günü / Mabel’s Busy Day
Kabarede Basıldı / Caught in a Cabaret
Ölümcül Tokmak / The Fatal Mallet
2. Gösterim
Mabel’in Evlilik Hayatı / Mabel’s Married Life
Mabel Direksiyon Başında / Mabel at The Wheel
Tanışmaya Başlamak / Getting Acquainted
Buluşma Yerleri / His Trysting Places
3. Gösterim
Tilie’nin Yaralı Sevdası / Tillie’s Punctured Romance



Bir Hafta / One Week

Yönetmen / Director EDWARD F. CLINE BUSTER KEATON Oyuncu / Cast: Buster Keaton Sybil Seely ABD/ USA Siyah-Beyaz / Black & White 1920 – 25’ – DCP
Restorasyon / Restoration Cineteca di Bologna
Müzisyen / Musician Uninvited Jazz Band
Buster ve sevgilisi Sybil (Sybil Seely) henüz evlenmişlerdir. Düğün hediyesi olarak Buster’ın amcası onlara, bir parsel arazi ile birlikte pre-fabrike bir ev hediye eder. Ev hala kutusunda durur. Evi monte ederek bir araya getirme konusunda Buster’in kendine güveni sonsuzdur fakat Handy Hank, Sibil’in sevgili olmayı reddettiği erkek, birleşmeyi bekleyen parçalardaki sayıları değiştirmiştir.
Buster and his sweetheart Sybil (Sybil Seely) are just married. As a wedding present, his uncle gives them a plot of land along with a pre-fabricated house, still in its box. Buster is confident he can put it all together, but Handy Hank, Sybil’s jilted would-be boyfriend, has changed the numbers on all the pieces needed to be assembled.


Kadınlar İş Başında / Women At Work

DCP – DVD – Dijital / Digital
Müzisyen / Musician: Gülşah Erol
20.yüzyılın başında kadınlar iş bulmakta zorlanırken, 1914’den sonra erkekler savaşa gidince bu durum tamamen değişti. Hatta çalışan kadınlar o kadar ön plana çıktılar ki bazı yapımcılar kadın özgürleşmesi bu hızla devam ederse 2026 senesinde nereye varılacağını sorgulayan bilim kurgu filmleri bile yaptılar!
Whereas women had difficulty being accepted for a job before WWI, this changed drastically when all men went to the front. In fact, women became so important as workers that some films speculated about what the world would be like in 2026 if women’s emancipation went on at this pace!
Presented by Mariann Lewinsky Strauili, Elif Rongen’in sunumuyla
Filmler / Films
* 1916’da Londra’da Süfrajet Yürüyüşü / Suffragette March in London 1916 – 1’
* Santral Memuresi / Telephone Girl, ABD / USA – 1912 – 9’
* Dantel Yelpaze Üretimi / Fabricatie Van Kanten Waaiers / Manufacturing Folding Fans, Fransa / France – 1911 – 5’
* Bomba Fünyelerinin İmalatı / Herstellung Von Granatzundern, Almanya / Germany – 1918 – 8’
* Aşçı veya Aşçı Yamağı / Making A Man Of Her, Arşiv / Archive: Eye, Desmet Collection 14’
* Bu Dünyanın Hali Nereye Varacak? / What Is The World Coming To?, ABD / USA – 1926 – 22’


Kadın Komedyenler / Funny Ladies

DCP – DVD – Dijital / Digital
Müzisyen / Musician: Ayşe Tütüncü
1. Dünya Savaşı’ndan önce, en popüler filmler hala kısa komediler iken, birçok kadın komedyen dünyaca tanınmış film yıldızları statüsüne erişmişti bile. İtalyan ve Amerikan filmlerinden oluşan bu programda Gigetta Morano, Flora Finch gibi komedyenler toplumun dayattığı kadın rolüne hiç de benzemeyen karakterlerle çıkıyorlar karşımıza.
Before WWI, when films were short and comedies were most popular, many female comedians were already internationally recognized stars. This program presents Italian actresses Lea Giunchi, Nilde Bracchi and Gigetta Morano as well as their American counterparts, Norma Talmadge and Flora Finch, all portraying women that go against the social expectations.
Presented by Mariann Lewinsky Strauili, Elif Rongen’in sunumuyla
Filmler / Films 
* Lea ve Yün Yumağı / Lea e Il Gomitolo / Lea and The Ball Of Wool, İtalya / Italy, 1913 – 5’ – Arşiv / Archive: Cineteca di Bologna
* Yeni Hizmetçi Pek de Güzel / La Nuova Cameriera é Troppo Bella /
The New Maid Is Too Much Of a Flirt, İtalya / Italy – 1912 – 8’ – Arşiv / Archive: Cineteca di Bologna
* Şifalı sular / Acque Miracolose / Miraculous Springs, İtalya / Italy
1914 – 10’ – Arşiv / Archive: Eye, Desmet Collection
* Bir Hanım ve Hizmetçisi / A Lady and Her Maid, ABD / USA
1913 – 14’ – Arşiv / Archive: Eye, Desmet Collection
* Yankesici / Pickpocket, ABD / USA, 1913 – 13’ – Arşiv / Archive: Eye, Desmet Collection
Gösterim ücretsizdir.


Maceraperest Kadınlar / Adventureous Women

DCP – DVD – Dijital / Digital
Müzisyen / Musician: Gülşah Erol
Bazı kadınlar her şeyin üstesinden gelir! Musidora’nin bizzat Vampirlerin başarısıyla dalga geçen bir parodi yapacağını, veya ‘Zafer veya Ölüm’de Berta Nelson’un hain bir casusu yakalamak için uçaktan atlayacağını tahmin eder miydiniz?
Some women get away with anything! Even making fun of themselves, like Musidora herself, parodying the success of Les Vampires, or like Blanche (Berta Nelson) jumping from an airplane to catch an evil spy in Victory or Death!
Presented by Mariann Lewinsky Strauili, Elif Rongen’in sunumuyla
Filmler / Films
*Dainef Kızkardeşler Altılısı / Six Soeurs Dainef, Fransa / France – 1902 – 3’ – Arşiv / Archive: Eye
*Şiddetli Kavga / Le Torchon Brule – Arşiv / Archive: Eye, Desmet Collection, 5’
*Kibar Hırsız / Lagourdette Gentlemen Cambrioleur, 23’
*Zafer ya da Ölüm! / Vittoria O Morte! / Victory or Death!


Arabesk Üzerine Sinematografik Bir Çalışma / Étude Cinégraphique sur une Arabesque

Yönetmen / Director GERMAINE DULAC Oyuncu / Cast: Marie-Anne Malleville FRANSA / FRANCE Siyah-Beyaz / Black & White 1929 – 7’ – Dijital / Digital
Restorasyon / Restoration Eye Filmmuseum
Müzisyen / Musician: Cihan Gülbudak
1929’da yani senkronize ses sistemi Fransız film üretiminde yayılmaya başladığında, Dulac üç adet sessiz ve ilhamını müzikten alan ‘’soyut’’ film çevirdi. Debussy’nin Deux Arabesques’ine dayanan bu çalışmayı Dulac sinegrafik dans (ballet sinégraphique) olarak betimliyordu. Film müzik, dekor ve koreografik dansta bulunan, arabesk üzerine görsel çeşitlemelerden oluşuyor: ışık arkları, su fışkırmaları, örümcek ağları, filizlenen ağaçlar, çiçekler ve yapraklar, bir kadın gülüşü, gerinen kollar, sallanan sandalyede ritm tutan bir bacak. Dulac, hayatın kendi malzemesinin (the material of life itself) dışavurumculuğuna olan inancının bir uzantısı olarak, hep doğal malzemeler (ışık, aynalar, su ve rüzgar) kullanmakta ve fotoğraf teknikleri (bulanıklıklar, maskeler, birbirine karışan görüntüler, çoklu üstüste çekimler ve farklı mercekler) ile bunların biçimini bozmakta ya da tasarımlarını derinleştirmektedir. Arabesque Dulac’ın saf sinema (cinéma pur) nosyonunun başlıca örneği olup, politik gücünü, ‘’duygu soyutlamasının’’ anlamlı biçimde görselleştirilmesi ve bu şekilde ‘’duygulara ve düşlere daha fazla yer açılmasından’’ alır. Nispeten figüratif çeşitlemelerinden en soyut olanlarına kadar, Dulac seyirciye kendisini gerçekleştirme adına yeni olanaklar sunan modern sinemayı yaratmıştır.
In 1929, the year that synchronized sound permeated French film production, Dulac directed three silent musically inspired “abstract” films. Based on Debussy’s “Deux arabesques,” this study, which Dulac refers to as a “ballet cinégraphique,” is composed of visual variations on the arabesque found in music, decor and choreographic dance: arcs of light, water spouts, spider webs, burgeoning trees, flowers and foliage, a woman’s smile, arms stretching, a leg that rhythms a rocking chair. Extending from her belief in the expressivity of “the material of life itself,” Dulac uses both natural elements (light, mirrors, water and wind) and photographic techniques (blurs, masks, dissolves, and multiple exposures and lenses) to distort these forms or to intensify their design. Arabesque is a prime example of Dulac’s notion of a “cinéma pur” that gains its political force through its capacity for visualization, significantly, of the “abstraction of sentiments,” thus “leaving more space for sensations and dreams.” From her more figurative to her more abstract variations, Dulac created a modern cinema that opened up new possibilities for the spectator.


Deniz Kabuğu ve Rahip / La Coquille Et Le Clergyman

Yönetmen / Director GERMAINE DULAC FRANSA / FRANCE Siyah-Beyaz / Black & White 1927 – 31’ – DVD
Restorasyon / Restoration: Eye Filmmuseum
Müzisyen / Musician: Cihan Gürbudak
Kamuya ilk gösterimi 9 Şubat 1928 yılında Studio des Ursulines’te (Paris) gerçekleşmesinden itibaren, senaryosu sürrealist şair Antonin Artaud’ya ait Deniz Kabuğu ve Rahip / La Coquille et le Clergman, uzun süre boyunca Dulac’ın itibarını zedeleyen keskin ve canlı polemiklere neden oldu. Filmin sürrealist maskülen kahramanlığı alt üst edişini kimileri bir ihanet olarak nitelendirse de, film aynı zamanda Dulac’ın sinemayı ritm üzerine bir deneme olarak algılayışı bağlamında da okunabilir. Filmin tanıtımında Dulac şöyle söyler: “Bütün çabam Antonin Artaud’nun senaryosundaki aksiyonun harmonik noktalarını aramak ve bunları iyi düşünülmüş ve bestelenmiş ritmlere bağlamak oldu.
Upon its first public projection, February 9, 1928 at the Studio des Ursulines (Paris), La Coquille et le Clergyman, based on a screenplay by surrealist poet Antonin Artaud, became the object of a sharp and lively polemic long used to discredit Dulac. While certain considered the film’s subversion of surrealist masculine heroism a betrayal, it can also be reread in the context of Dulac’s conception of cinema as an essay on rhythm. In a presentation of the film, Dulac explains “my entire effort has been to search for the harmonic points in the action of Antonin’s Artaud’s script, and to link them through well thought out composed rhythms.
Introduction by Tami Williams’ın sunumuyla


Şeytani Rapsodi / Rapsodia Satanica

Şeytani Rapsodi – Rapsodia Satanica / NINO OXILIA / 1915 – 1917 / İtalya – Italy / 45’ / Renkli – Color / DCP / Restorasyon – Restoration: Cineteca di Bologna
Müzisyen / Musician: Orijinal Müzik / Original Record
Şeytani Rapsodi’nin sinopsisi üç kelimeyle özetlenebilir: Aşk ölüme götürür. Biraz açmak gerekirse, Alba d’Oltrevita ebedi güzellik teklifine karşılık aşkından vazgeçer. Alnında bir kırışıklık belirmesiyle birlikte, tekrar hassas, ölümlü ve aşık olur. Aşk ise son hastalıktır.
The synopsis of Rapsodia Satanica can be given in three words: Love brings death. Or if you want a longer version: Alba d’Oltrevita renounces love in exchange for eternal youth. When a wrinkle appears on her brow, she is again vulnerable, mortal, in love. Love – a terminal illness.
Introduction by Mariann Lewinsky Sträuili’nin sunumuyla.

MEKANLAR

İstanbul Modern Müzesi
Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No: 4, 34433 Karaköy – İstanbul
(0212) 334 7300
Pera Müzesi
Meşrutiyet Caddesi No.65 Tepebaşı – Beyoğlu – İstanbul
(0212) 334 99 00
Fransız Kültür Merkezi
İstiklal Caddesi No:4 – Beyoğlu- İstanbul
(0212) 393 81 11






Tags: ,

Written by

We are Creative Blogger Theme Wavers which provides user friendly, effective and easy to use themes. Each support has free and providing HD support screen casting.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

ÇOK OKUNANLAR

SON YAYINLAR

Why to Choose RedHood?

Copyright © beyazperde tv | Designed by Templateism.com